Motosiklet su soğutma mı hava soğutma mı

Bu içeriğin yayınlanma tarihi 6 aydan daha fazladır, içerdiği bilgiler eskimiş ve geçersiz kalmış olabilir.

Motor soğutma sistemi, içten yanmalı motorların icat edildiği günden itibaren günümüze kadar gelen önemli bir konudur. Yanma anında ortaya çıkan yüksek ısının motora zarar vermemesi için sistemden uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu işlemi de motor soğutma sistemi gerçekleştirir.

Yapılan araştırmalarda yanma anında sıcaklığının 2000C – 2500C arasında değiştiği görülmüştür. Özellikle günümüzün daha devirli ve daha yüksek sıkıştırma oranına sahip olan yüksek teknoloji motorlarında bu sıcaklığın en üst seviyede olduğu bilinmektedir. Ancak bu sıcaklık çok kısa bir süre en üst düzeyde kalır. Motor parçalarının ısıyı iletmesi ve emme manifoldundan emilen hava/yakıt karışımının silindir içi sıcaklığı düşürmesi nedeniyle 600 – 900 C ye kadar düşer. Ancak bu sıcaklıkta da motor parçalarının dayanması mümkün değildir. 600 – 900 C civarında olan sıcaklığın bir kısmı egzoz ile dışarı atılırken bir kısmı da sürtünme yolu ile diğer parçalar üzerine iletilir. Motor parçası üzerinde kalan sıcaklık 250C ‘yi geçmemelidir.

Sıcaklığın aşırı yükselmesi motor parçalarında yıpranmalara sebep olur. Sıralayacak olursak;

• Parçaların mekanik dayanımlarının azalması. Özellikle piston, biyel ve krank yataklarının aşırı ısınması metalin sertliğini bozar. Bu sebeple parçalar hemen arıza vermese bile motorun ömründe %50 ye kadar kısalmaya sebep olabilir.

• Hareketli parçalar arasındaki boşluk değerlerinin değişmesine sebep olur. Piston, segman, yataklar arasındaki boşluğun ısınıp genleşen metal ile değişmesi sonucu sıkışma, zorlanma durumu ortaya çıkar. Sıkışma durumunda yağlama işlevi bozulacağı gibi yüzeylerin birbirine sürtünmesiyle ciddi aşınmalar meydana gelir. En kötüsü ise aşırı sıkışan piston ve yatakların aniden kitlenmesi sonucu aracın sürüş kararlılığını bozabilecek olmasıdır.

• Yüksek sıcaklık sebebiyle sürtünmeyi azaltmakla görevli olan yağ aşırı incelir. Yağın, parçalar arasında oluşturduğu film tabakası yüzey gerilim özelliğini yitirip yırtılır ve görevini yapamaz. 250 C ‘den sonra yağ yanmaya başlar.

• Silindir kapağı, silindir bloku ve supaplar aşırı sıcaklık sebebiyle şekil değiştirip çatlayabilir.

Motorun olması gereken sıcaklıktan daha düşük sıcaklıklarda çalıştırılmasının da bir çok sakıncaları vardır.

• Motorun ısı verimi düşer. Kötü yanmaya sebep olur. Başarım düşer.

• Tüketim artar. Çevre daha çok kirlenir.

• Yağ çabuk kirlenir (benzin, su birikmesi). Aşındırma (korozyon) oluşmasına ve yağın işlevinin bozulmasına sebep olur.

• Parçalar arasındaki boşluk değişir. Metalin olması gereken esneklikte çalışmaması sonucu hareketli parçalar hasar görebilir.

Tüm bu bilgileri derleyecek olursak. Motorun normal çalışma sıcaklığının altında veya üstünde sıcaklık değerlerinde çalışması ciddi zararlara sebep olur. Mühendislerin projelendirip ürettiği soğutma sisteminin verimli çalışmasını sağlamak için gerekli özeni göstermek gerekir.

İyi bir soğutma sistemi;

• Her durumda motorun sıcaklığını normal seviyede tutabilmelidir.

• Motorun termik verimini en yüksek düzeyde tutabilmelidir.

• Mekanik parçaların dayanımlarını tehlikeye düşürmemelidir.

• Yağ hararetini normal seviyelerde tutup etkin yağlama sağlamalıdır.

• Soğuk motorun normal çalışma sıcaklığına hızlı erişebilmesini sağlamalıdır.

Motorun sıcaklığını soğutma sisteminin yanında motor yağı da önemli ölçüde etkilemektedir. Motorun kanı diyebileceğimiz yağ, motor içi kanallardan ve parçalar üzerinden geçerken sıcaklığın bir kısmını üzerine alır. Bazı yüksek performanslı motorlarda piston soğutma işlevi yağ püskürtülerek yapılır. Yağın soğutma işlevi sebebiyle yüksek devirli ve güçlü yeni teknoloji motorlarda ve bazı hava soğutmalı motorlarda yağ radyatörü kullanılmaktadır. Bu radyatör motor sıcaklığını normal düzeyde tutmada ve yağın ömrünü uzatmada önemli rol oynamaktadır.

Motorda ısı iletimi üç şekilde gerçekleşmektedir.

1. Kondüksiyon : Temasla iletimdir. Motor içi parçaların birbirlerine değen kısımlarından ısı iletimi gerçekleşir.

2. Konveksiyon : Hareket halindeki sıvı veya gaz ile ısı iletimidir. Daima katı bir cisimden, sıvı veya gaz cisme ısı iletilebildiği gibi sıvı veya gaz cisimden katı cisme ısı iletilebilir. Motor soğutma suyu veya hava soğutmalı motorlardaki hava ısıyı bu şekilde alır/verir.

3. Radyasyon : Arada ısıyı ileten herhangi bir cisim yoktur. Işıma ile ısı iletilir. Güneş’in dünyamızı ısıtması bu şekilde gerçekleşir. Ancak motorlarda bu şekilde iletim düşüktür ve yeterli değildir.

Motor Soğutma Türleri

Motor soğutma motosikletlerde iki türlüdür.

Hava ile soğutma

Motosikletin icat edildiği günden bugüne en yaygın kullanılan soğutma türüdür. Yanma sonucu oluşan ısının doğrudan havaya iletilmesi ile soğutma gerçekleşir. Silindir bloku ve silindir kapağı üzerinde soğutma yüzeyini arttırmak için temas kanatçıkları bulunur. Silindir içinde oluşan ısı önce soğutma kanatçıklarına sonrada kanatçıklara çarpan havaya geçer. Bu kanatçıkların uzunluğu ve sıklığı soğutma başarımını etkilemektedir. Ancak kanatçık uzunluğu ve kanatçık sayısı (sıklığı) istenildiği kadar arttırılamaz. Fazla sayıda ve uzun kanatçıklar çevre etkilerine dayanamayacak kadar kırılgan olabilir ve zarar görebilir. Hava soğutmalı motorda birden fazla hava kanatçığı kırık halde ise mutlaka bu parça yenisi ile değiştirilmelidir.

Hava soğutmalı motorlarda silindir kapağı ve silindir bloku üzerinde devamlı hava hareketi sağlanmalıdır. Hava soğutmalı motosikletlerin büyük bir kısmı hareket sonucu oluşan hava hareketi ile motor soğutma işlemini gerçekleştirmektedir. Bazı küçük hacimli motosikletlerde (örneğin: Scooter) motora bağlı bir vantilatör ve hava yönlendirme saclarıyla kanatçıklar etrafında hava hareketi sağlanır. Bakımlarda vantilatör pervanesi ve hava yönlendirme sacları kontrol edilmeli, kırık, yırtık gibi hava sirkülasyonunu engelleyecek arızalar varsa hemen tamir edilmelidir.

Bazı büyük hacimli hava soğutmalı motosikletlere soğutmaya yardımcı olması açısından yağ radyatörü eklenir. Yağ radyatörü, motorun ısısını kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Bunun yanında yağı, maruz kaldığı yüksek hararetten koruyup daha uzun ömürlü olmasını sağlar.

Hava ile soğutma sistemini yarar ve sakıncaları açısından inceleyelim.

• Hava ile soğutmanın yararları : Silindir blokları ve silindir kapağı üzerinde su kanalları bulunmadığı için üretimi daha kolay ve ucuzdur. Daha az parça içerdiği (su pompası radyatör vb. yok) için hafiftir; böylece motosiklet toplam ağırlığı daha düşüktür. Yapısı sade olduğu için bakımı, tamiri daha kolay ve ucuzdur. Özellikle soğuk iklimlerde su içermemesi sebebiyle düşük hava sıcaklıklarına çok dayanıklıdır.

• Hava ile soğutmanın sakıncaları : Sakıncaları yararlarına göre daha fazladır. Silindir hacmi büyük motorlarda hava ile soğutma yeterli olmamaktadır. Özellikle yavaş hız ve rampa çıkışlarında motorlar ciddi derecede ısınmakta ve araç vuruntulu çalışma bozukluğu göstermektedir. Motorun daha da zorlanmasıyla pistonun genleşmesi sonucu silindir içinde sıkışması yani şişme gerçekleşir. Araç hızına, iklime göre motorun soğuması değişiklik gösterdiği için motorun verimi de düzensiz bir seyir izler. Uzun süre rölantide çalıştırılamaz. Sıcak iklimlerde silindir kapağı contası yakmaları ve supap yanmaları görülebilir. Soğutmanın yetersiz olması sebebiyle yağ özelliğini koruyamaz ve yağlama işleminde bozulma görülür. Bilinçsiz kullanımda motorun ömrü oldukça kısa olmaktadır. Ayrıca, motorun etrafında su kanalları olmadığı için motor sesi yalıtılamadığı için daha gürültülü çalışırlar.

Sıvı ile soğutma

Sıvı ile soğutma günümüzde en sık kullanılan motor soğutma teknolojisidir. Genellikle su kullanılmaktadır. Silindir bloku ve silindir kapağı içerisinde su kanalları bulunur. Bu kanallardan geçen su ile sıcaklık motordan uzaklaştırılır. Isınan su borular ile radyatör denilen petekli ve üzerinde hava kanatçıkları bulunan parçanın içine girer. Su radyatörden geçerken bu sırada radyatörün kanatçıkları arasından geçen hava, suyun radyatöre verdiği sıcaklığı alır. Böylece su soğur ve tekrar motora borular vasıtasıyla geri döner.

Sıvı soğutma sistemi yapısında birçok parça içerir. Radyatör, fan, fan termostatı, devir daim pompası, termostat, su boruları, conta takımları, kelepçeler sistemde bulunan parçaların başlıcalarıdır. Bu parçaların herhangi birinde oluşabilecek bir arızada sistem çalışmayabilir. Bu nedenle sıvı soğutmalı sistemler periyodik olarak kontrolden geçirilmeli ve bakımları yapılmalıdır.

Sıvı soğutma sistemlerinin ilk örneklerinde sistemde pompa bulunmamaktaydı. Sistem, termosifon usulü çalışmaktaydı. Sıcak su, soğuk suya göre daha hafif olduğundan yukarı doğru hareket etmektedir. Soğuk su ise aşağıya doğru hareket eder. Suyun bu özelliği kullanılarak yapılan soğutmaya termosifon usulü ile soğutma denir. Ancak termosifon sisteminde suyun hareketi oldukça yavaştır. Fazla ısınma durumunda su sıvı fazdan gaz fazına geçer ve su döngüsü durur. Bu nedenle günümüzün yüksek teknoloji araçlarında basınçlı su devir daimi kullanılmaktadır. Sisteme eklenen pompa ile su basınçlı bir şekilde su kanalları ve radyatörden geçirilerek etkin soğutma sağlanır.

Sıvı soğutma sistemini parça parça ele alalım.

Su ve Antifriz

Soğutma sisteminde yanma sonucu ortaya çıkan ısıyı taşımakla görevlidir. Soğutma sistemine konulacak su saf olmalıdır. Saf olmayan sular kireç tortusu birikmesine ve sonrasında sistem arızalarına sebep olur. Soğutma sisteminde su tek başına kullanılmamaktadır. Çünkü su 100 C ‘de kaynamakta ve – 0 C ‘de donmaktadır. İklim şartları ve zor kullanım koşullarında motor suyu sıcaklığı 100 C ‘den fazla ve -0 C ‘den daha az olabilir. Suyun bu derecelerde soğutma işlemini devam ettirebilmesi için içine katkı sıvısı eklenmelidir. Bu sıvıya Antifriz adı verilir. Antifriz su ile karıştırıldığında suyun donma ve kaynama noktasına etki etmektedir. Saf antifriz’in donma noktası ortalama -12 derecedir. Su ile yapılan karışımda -45 C ‘ye kadar donma noktasını düşürebilir. Suyun kaynama noktasını yukarı çektiği için yüksek hararette de kaynamadan soğutma devir daimine devam edilmesini sağlar. Daha fazla antifriz daha fazla soğuğa veya sıcağa dayanıklı demek değildir. Antifriz/su karışım oranına göre sıcaklık aralıkları değişiklik gösterir. Türkiye şartlarında %50 ‘lik karışım yeterli olmaktadır.

Antifriz soğutma sisteminde aşındırmayı (korozyonu), kireç tortusu oluşumunu, aşınmaları engeller. Bu nedenle her mevsim soğutma sisteminde antifriz kullanılmalıdır.

Tüm antifrizler birbiriyle aynı değildir. Antifriz teknolojisinde de farklı üretimler mevcuttur. Antifrizi içeriklerine göre inceleyelim.

Methanol

Diğer adıyla metil alkol, karbinol, ağaç alkolü, ağaç nefti. En basit yapılı alkoldür. Hafif, uçucu, renksiz, yanıcı, zehirleyici bir maddedir. Antifriz olarak kullanılabilir.

Etilen Glikol

İlk olarak 1927 yılında kullanıma sunulmuştur. Kalıcı antifriz olarak ta adlandırılmaktadır. Çünkü sadece kış ayları için değil yaz aylarında da kullanılabilmektedir. Günümüzde hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Tanımlama rengi yeşil veya mavi’dir. Etilen glikol çok zehirlidir. İnsanlardan ve hayvanlardan uzak tutulmalıdır. Tadının tatlı olması sebebiyle özellikle çocuklardan uzak bir yerde muhafaza edilmesi gerekir. Son dönemde tadını acılaştırıcı katkılar ile bu özelliği engellenmiştir.

Propilen Glikol

Düşük toksin etkilidir. Genellikle gıda endüstrisi, ev soğutma – ısıtma sistemleri gibi insana ve gıdaya yakın sistemlerde kullanılır. Kozmetik, ilaç, gıda gibi endüstrilerde yaygın olarak kullanılır. Islak mendil, banyo köpüğü, deodoratlar ve şampuan gibi birçok kozmetik ürünün temel maddesidir.

Diğer Katkılar

Antifriz içinde Glikol’e ek olarak aşındırma (korozyon) önleyiciler ve tanımlama için renk (mavi, yeşil, kırmızı ve pembe) katkı maddeleri bulunur.

Organik Asit Teknolojisi (OAT)

Organik Asit Teknolojili antifrizler diğer antifrizlere göre çok daha uzun ömürlü ve aşınmaya karşı daha dayanıklıdırlar. Geleneksel antifriz’ler 2 yıl’da bir değiştirilirken OAT teknolojili antifriz’ler de 5 yıl yada 250.000km boyunca hizmet edebilen ürünler mevcuttur. Ancak aracın soğutma sisteminin OAT teknolojili Antifriz’i kullanabiliyor olması gerekir. Genelde görülen problem bazı conta arızalarına sebep olmasıdır. Kullanmadan önce aracın kullanım kılavuzuna veya servis kitapçığına mutlaka bakılmalıdır. Bazı yeni teknoloji OAT Antifriz’ler geleneksel glikol bazlı soğutma sistemlerinde de kullanılabilmektedir. Çok çeşitli katkılar içeren OAT Antifrizler kırmızı yada pembe renkleri ile geleneksel antifrizlerden (mavi yada yeşil renkte olurlar) ayrılırlar.

Su Kanalları ve Su Boruları

Soğutma sıvısının dolaştığı kısımlardır. Soğutma sıvısının rahatça geçebileceği şekilde imal edilirler. Soğutma sıvısı boşaltıldıktan sonra soğutma boruları kontrol edilmelidir. Eskimiş, çürümüş borular tamir edilmeden yenisi ile değiştirilmelidir. Boru kelepçelerinin durumu da kontrol edilmelidir. Sıkma mekanizması arızalı bir kelepçe su sızmalarına neden olabilir. Olası bir sızıntı durumunda soğutma sistemine hava girebilir. Böyle bir durumda ısı iletimi yavaşlar. Hararet yükselir. Motor içinde hava teması bulunan yüzeylerde çok ciddi paslanmalar görülebilir.

Silindir Kapak Contası

Silindir kapağı ile silindir bloku arasında soğutma sıvısının sızdırmazlığını sağlayan parçadır. İnce yapılı ama dayanıklı bir parçadır. Yüksek hararetten ilk etkilenen de silindir kapak contasıdır. Silindir kapak contası yüksek hararet sebebiyle zarar gördüğü zaman sızdırmazlık görevini tam olarak yapamaz ve silidir içine su sızmasına sebep olur. Silinir kapak contası sadece hararetten dolayı zarar görmeyebilir. Zaman içinde çürüme, aşındırma ve kırılma sonucu işlevini yapamaz duruma gelebilir. Contanın durumu motorun su eksiltme durumuna göre tahmini olarak takip edilebilir.

Su Pompası

Soğutma sıvısının devir daimini sağlayan parçadır. Genellikle santrifüj tip pompa kullanılır. Su pompası motosikletlerde motor gövdesine mont elidir ve çevrim gücü motor içinden çıkan bir mil ile sağlanır. Su pompaları antifrizli su kullanıldığı ve süreli bakımları yapıldığı sürece kolay kolay arıza yapmaz. Genel arızalar su basma pallerinin kırılması, pompa mil yatak arızaları ve conta arızalarıdır. Su basma pallerinin kırılması genellikle suyun kirli olmasından kaynaklanır. Bakımsız, antifriz kullanılmadan çalıştırılan soğutma sistemlerinde soğutma sıvısı içinde gezen pas, kum, kireç parçaları pompa pervane pallerinin kırılmasına, pompa yuvasının ve boruların aşınmasına, radyatör tıkanmalarına sebep olabilir. Pompa mili arızaları ise çoğunlukla pompa mil contasının aşınıp pompa yatağına su sızması ve sonrasında pompa mil yatağının yağsız kalıp aşınması ve boşluk yapması ile meydana gelir.

Modern motorların ihtiyaç duyduğu etkili soğutma için su pompasının sağlıklı çalışması çok önemlidir. Herhangi bir arıza durumunda araç hemen hararet yapabilir. Bakımlarda ve kullanım sırasında olası bir arızaya karşı kontrol edilmesinde fayda vardır. Kontrollerde öncelikle sızma olup olmadığına bakılmalıdır. Sonrasında motor çalışırken pompa bölmesinden herhangi bir sıradışı sesin gelip gelmediği kontrol edilmelidir.

Termostat

Silindir bloku ile radyatör su giriş borusu arasında konumlanmıştır. Motor blokundan radyatöre su geçişini otomatik olarak ayarlar. Motorun çalışma sıcaklığına çabuk gelmesini sağlar. Ayrıca motorun fazla soğumasını da engeller.

Termostat bir çeşit vana gibi düşünülebilir. Basit bir termostatın yapısı ısıya duyarlı yay, yaya bağlı kapak ve tüm yapıyı tutan bir gövdeden oluşur. Suyun ısınması ile yay genleşmeye başlar ve bağlı olduğu kapağı aralamaya başlar. Aralanan kapaktan geçen su soğutulmak üzere radyatöre gider. Böylece her şartta motorun normal çalışma sıcaklığı dengede tutulmuş olur.

Bazı tamirciler yaz geldiğinde termostatın sökülmesini önerirler. Bu tamamen yanlış bir uygulamadır. Termostat yaz kış motorda takılı olmalıdır.

Termostatın belirli bir çalışma ömrü yoktur. Arızaları genellikle antifriz kullanılmama sonucu aşınmadan ve kirlenmeden kaynaklanabilir. Soğutma sistemindeki bir arızadan dolayı yüksek derecede sıcaklığa maruz kalması da termostatı bozabilir. Pas, kir, kireç tortuları çalışmasını engelleyebilir. Termostat arızalarında genellikle termostat açık olarak kalır. Nadiren termostat açılmama durumu görülebilir. Termostatın devamlı açık kaldığını çok geç ısınma süresinden anlaşılabilir. En doğru kontrol termostatın sökülerek kontrol edilmesidir. Termostatın çalışıp çalışmadı çok basit bir deneyle anlaşılabilir. Su dolu bir kaba termostat konulur. Bir adet yüksek derece ölçebilen termometre de düzeneğe eklenir. Suyun ısıtılmasıyla birlikte termostatın açılması gözlemlenir. Açılma derecesine göre değişmekle beraber termostat 60 – 64 C arasında açılma gösterir ve 78 C ‘de tamamen açılması gerekir. 80 C ‘de açılmaya başlayıp 90 C ‘de tamamen açılanları da vardır. Açılma sıcaklığı genelde üreticinin kendi tercihidir. Isıtıldığı halde geç açılan, açıldığı halde kapanmayan veya hiç açılmayan bir termostat arızalıdır.

Radyatör

Radyatör, hava kanatçıkları arasındaki borulardan geçen sıcak suyu, motosikletin hareketi ile oluşan hava veya bir elektrikli motorun çevirdiği fan tarafından üflenen hava ile soğutulmasını sağlar. Bakır, pirinç malzemeden üretilmekle beraber son yıllarda alüminyumdan yapılan modelleri yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır. Bakır ve pirinç radyatörlerin tamiri kolaydır. Aşındırma oluşmadığı için tercih edilmektedir. Ancak yapıları oldukça ağırdır. Bu sebeple son yıllarda alüminyum metalden yapılan radyatörler daha yaygın olarak kullanıma sunulmuştur.

Radyatörlerin bakımı ve kontrollü ihmal edilmemelidir. Özellikle radyatör kanatçıkları arasının temiz olması, soğutma başarımı için oldukça önemlidir. Radyatör gözle kontrol edilmeli, kir, kırık, çatlak, sızıntılı yerlerin olup olmadığına bakılmalıdır. Herhangi bir hasar durumunda radyatör imalat türüne göre tamir edilebilir. Bakır ve pirinç radyatörler kolayca tamir edilebilir ancak alüminyum radyatörlerin tamiri mümkün değildir. Radyatör petekleri arasında çok küçük contalar bulunmaktadır. Herhangi bir hasar durumunda bu kısma kaynak yapmak mümkün değildir. Tamir için sızıntı yapan yere yapıştırılan macun gibi maddeler geçici çözümlerdir ve uzun vade kullanımında radyatör mutlaka değiştirilmelidir.

Radyatörün en büyük düşmanı soğutma sisteminde antifriz kullanılmamasıdır. Antifriz kullanılmayan soğutma sıvısı sıcaklık değişimlerinin etkisiyle kireç tortusu üretir. Ayrıca metal yüzeylerde oluşan pas soğutma sıvısında gezmeye başlar. Bu tortular radyatör peteğinde geçerken birikintiye sebep olurlar. Genellikle uzun dönemde etkisi daha çok görülür ve soğutma başarımı düşer. Neticede motor daha çabuk hararet yapar ve arızalanır. Bu sebeple yaz – kış antifriz kullanılması ve zamanında değişimi önerilmektedir.

Radyatör temizliğinde dikkat edilmesi gereken bir noktada basınçlı su ile temizlemedir. Yapılan en büyük hata yüksek basınçlı suyun radyatör kanatçıklarını eğecek basınçta ve yönde tutulmasıdır. Eğilen radyatör kanatçıkları hava geçişinde sorun yaratacağı için soğutma başarımında düşüşe neden olur.

Motosiklet yoğun olarak zor arazi şartlarında kullanılıyorsa önlem olarak radyatör koruma aksesuarlarından kullanılması gerekmektedir. Tekerden hızla fırlayan bir taş radyatörü delebilir, hava kanallarını ezebilir. Birçok markanın bu tarz koruma aksesuarları bulunmaktadır.

Genleşme Kavanozu

Soğutma sisteminde ısınan soğutma sıvısı genleşme eğilimi gösterir. Genleşme sonucu hacmi artan sıvının sisteme zarar vermemesi veya taşıp eksilmemesi için su soğutmalı sistemlerde genleşme kavanozu kullanılır. Bu alan bir nevi depo vazifesi görür. Motor soğuduğunda ise oluşan vakum etkisiyle genleşme kavanozuna taşan sıvı tekrar sisteme emilir. Böylece soğutma sisteminde sıvı seviyesi her zaman dengede kalır. Sistem kapalı devre çalıştığı için su seviyesinde eksilme olmaz. Eğer su seviyesinde eksilme oluyorsa bir arızanın olduğu tahmin edilebilir. Genleşme kavanozunun diğer bir özelliği de sistem içinde oluşabilecek hava kabarcıklarını önlemesidir. Hava kabarcığı soğutma performansın da düşmeye neden olur. Genleşme kavanozunun sayesinde radyatör devamlı olarak dolu kalır.

Fan ve Fan Termostatı

Motosikletlerde soğutmaya yardımcı olması açısından radyatör arkasına fan motoru konulur. Sıkışık trafik, uzun rampa çıkışları, performanslı kullanım ve yavaş kullanım sırasında artan harareti atmak için radyatörün arkasında yüksek devirde çalışarak hava hareketi sağlar. Fan motorunun çalışmasını fan termostatı kontrol eder. Belli bir sıcaklık seviyesinde fan termostatı fanı çalıştırarak soğutma işini başlatır. Fan motoru, fan termostatı, fan sigortası veya elektrik tesisatındaki herhangi bir arıza sistemin çalışmasını engeller ve motor hararet yapabilir. Arıza durumunda ilk bu noktalar kontrol edilmelidir.

Hararet Göstergesi

Motor sıcaklığını anlık olarak gösteren parçadır. Bir gösterge ve bu göstergenin bağlı olduğu sıcaklık duyargasından oluşur. Tüm su soğutmalı motorlarda bulunmaktadır. Bazı hava/yağ soğutmalı motorlarda yağ hararetini göstererek motor sıcaklığı hakkında bilgilendirme yapanları da vardır. Hava soğutmalı motorlarda bu parça bulunmaz. Bu nedenle motorun genel çalışma durumu takip edilerek motorun harareti hakkında bilgi edilinebilir.

Yüksek Hararet Nedenleri

Genel olarak yüksek hararet nedenlerini sıralayacak olursak;

• Soğutma sıvısı eksikliği.

• Radyatör tıkanıklığı.

• Fakir karışım yakıt yakılması.

• Devir daim pompası arızası.

• Termostat arızası.

• Avans ayarının bozukluğu.

• Katalitik dönüştürücü ya da egzoz sistemi tıkanıklığı.

• Kullanım hataları.

Soğutma Sistemi Arızalarında Yapılacaklar

Arızalar genellikle iki şekilde görülür. Motor ya çok ısınır yada motor çalışma sıcaklığına çok geç ulaşır. Motorun hararet yapması durumunda motor hemen durdurulmaz rölantide bir müddet çalıştırılıp kontrol edilir. Eğer buhar oluşturacak kadar bir hararet olmuş veya fan motoru hiç çalışmıyor ise motor hemen durdurulmalıdır. Eğer motora su eklenmesi gerekiyorsa mutlaka motor soğuduktan sonra eklenmelidir. Hararet yapmış bir motorun radyatör kapağı kesinlikle havası alınmadan açılmamalıdır. Kaynayan su/antifriz karışımı buhar basıncıyla püskürerek çok ciddi yanıklara neden olabilir. Genellikle fan motoru ve fan termostat arızaları en sık rastlanılan hararet sebeplerindendir. Böyle bir durumda motor kısa süre bile olsa kullanılmamalı; en kısa sürede gerekli tamir işlemi yapılmalıdır.

Kullanımda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Su soğutmalı motosikletler için fazla söylenecek bir söz yok. Önemli olan su seviyesinin kontrolüdür. Genleşme kavanozunda seviyenin en üst çizgide olması ve eksilme durumunda saf su ile tamamlanması yeterlidir. Bakımları yapılmış su soğutmalı motor her türlü iklim ve kullanım şartında sorunsuz çalışacaktır. Ancak hava soğutmalı motosikletler için bunu söylemek biraz zor. Özellikle şehir içi kullanımda sık dur kalk yapılması, devamlı yüksek devir ve spor kullanım hava soğutmalı motorların hararetinin yükselmesine sebep olur. Normal şartlarda zaten yüksek sıcaklıkta çalışan bu tip motorlar ek olarak zorlandıklarında vuruntu yapmaya ve aşırı sıcaklıkta kitlenmeye varan sorunlarla karşılaşabilirler. Özellikle büyük hacimli hava soğutmalı motorların kullanımında dikkat etmek gerekir. Motoru sürüş sırasında değişken hızda kullanmak gerekir. Işıklarda veya sıkışık trafikte uzun süre bekleme durumunda motor kapatılmalıdır. Rampa çıkışlarında çıkılabilecek en yüksek hıza çıkmak ve motorun çekişi hissedilerek olası bir vuruntu başlangıcında mola vermek motorun uzun ömürlü olması açısından faydalıdır. Hava/yağ soğutmalı motorlarda kaliteli sentetik yağ kullanılmalı, yağ seviyesi her zaman en üst seviyede tutulmalıdır. Kullanıma dikkat edildiği sürece hava soğutmalı bir motor uzun süre sorunsuzca hizmet verebilir.

Yolunuz açık olsun!

Hasan Alp İNAN

Motosiklette hava soğutma mı sıvı soğutma mı?

Soğutma Kapasitesi Sıvı soğutma sistemi motoru çok daha hızlı ve verimli bir şekilde soğutur. Yağ soğutma sistemleri, hava soğutma sistemlerinde bir gelişmedir ve bu nedenle daha iyi soğutma kapasitelerine sahiptir.

Motorda hava ve su soğutma mı?

Bu yüzden günümüz otomobil teknolojisinde artık tamamen su soğutmalı motorlar kullanılmaktadır. Suyun, donma noktasının altındaki hava şartlarında donmaması için antifriz kullanılır. Hava soğutmalı tip, daha çok küçük motorların daha basit ve ekonomik olması için kullanılabilmektedir.

Hava soğutmalı motor hararet yapar mı?

Hava soğutmalı araçlarda antifriz kullanımı gibi bir durum yoktur. Antifriz bakımı gibi bir masraf da olmayacaktır. Soğutma sıvısı olmadığı için kışın donma olasılığı yoktur. Hortum kaçağı gibi ufak sebeplerden hararet yapıp motoru öldürme olasılığı yoktur.

Hava soğutmalı motor uzun yol yapar mı?

Bu nedenle hava soğutmalı motosikletin uzun yol yapamayacağı yönündeki rivayet tamamen bir hayal ürünüdür. Hava soğutmalı ve özellikle düşük cc'li motosikletler, motor bloğundaki parçaların erimesine neden olacak ve bu nedenle halk arasında dolaşan tabirle “şişme”ye yol açacak kadar yüksek ısılara çıkmazlar.