Biz bu kuranı okuyup anlayasınız diye sizlere indirdik

  • sadece indirilen bölge ile alakalı olabilecek "uygulama".
    evrensellik?
    şaka şaka. şaka yapılmış orada.

  • "üç hasletten dolayı arabi seviniz: çünkü ben arabım, kur'ân-ı kerim arapça olarak nazil olmuştur, cennet ehlinin konuştukları dil arapçadır."

    muhammed'in miladi dogum yili ise 571'dir. bilinen ilk arapca yazitlar ise milattan sonra 470 (kaynak) yilina dayaniyor. arapca dili o zamanlar emekleme caglarinda, bolgedeki hakim dil suryanice ve kuran yazilan ilk arapca kitaplardan biri. hatta kitap bile degil, muhammed oldukten seneler sonra kitap haline getiriliyor. arapca cok yeni bir dil oldugu icin orjinalinde suryaniceden, aramiceden ve pek cok dilden araklama kelimeler var.

    gunumuzde ise sadece 1 yilda ingilizceden ispanyolcaya cevrilen kitap sayisi, son 1000 yilda arapcaya cevrilen kitap sayisindan fazla (kaynak). yani arap toplumunun edebi yönünün fazla gelistigini soyleyemeyiz. oyleyse biraz zorlamayla daha eskiye gidelim ve arapcanin daha eski oldugunu iddia edelim (ama degil).

    milattan sonra 2. yuzyila ait nebatice dilinde arapcaya benzer yazitlar ortaya cikti. ve biraz daha zorlarsak milattan once 5 ve 6. yuzyilda ayni toplumun konustugu dilin arapca'ya yakin ozellikler tasidigi dusunuluyor. ve bu dil ise (nebatice) gecmisi cok daha eskiye dayanan aramice'den geliyor. fakat eski aramice'nin kuran arapcasi ile, ve ozellikle gunumuz arapcasi ile pek bir benzerligi yoktur. yani arapca ilk insan oldugu iddia edilen ademden kalma falan degil.

    burada yola cikarak, cennet ehli arapcayi insanlardan ogrenmis diyebiliriz. zira allahin ilk buyuk kitabi tevratin yasi tartismaya acik olsa da en az 3300 yasinda oldugu soyleniyor ve o zamanlar arapca yoktu, ve tevrat da arapca degildir.

    oha allaha dil ogretmekle kalmamis, tum cennetin ana dilini degistirmisiz*.

    guncelleme:
    470 yilina ait arapca yazi bulundu. onceki sayi 512 idi. (14.05.2016)

  • bir update yapıp herkes için bir ortak dil olaydı ne olurdu?

  • araplara ingilizce kitap inmesi..!!!?

  • bu durumun sebebi çok açıktır, bahsedilen kitabın tamamen lokal geleneklere sahip olmasıdır.

    nasıl olsa evreni 13.8 milyar yıl önce yaratan tanrı kuranı 23 yılda indiriyor. önce bi lokal olarak başlayak sonra evrenselleşiriz mantığıyla gelmiştir.

  • müslümanlar tarafından, islam'ın tüm insanlığa yönelik olan ayetleriyle savunulacak olan ayet. bu ayeti/ayetleri tek başına değerlendiren veya açıklayan müslümana henüz rastlanmamıştır.

  • fussilet 44-''eğer biz onu yabancı dilde bir kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister arapça!" de ki: "o, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. ve kur'an, onlar için bir körlüktür. böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir."

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

17 Kasım 2017, Cuma

Bazılarının sığ iddialarından birisi şudur: “Allah, Kur’an’da, ‘Biz sana her şeyi apaçık beyan eden kitabı indirdik.’1 buyurup ‘mübin’ olduğunu bildiriyor.

Mübin; açık, aşikar, aydınlık, manası vazıh demektir. Öyle ise, Allah’ın böyle nitelendirdiği Kitabı herkes anlar, ‘anlaşılması zor’ diye gösterilmemelidir.”

Bu iddia, Kur’an’ın derin mânâlarını, “her çağa, her fıtrata, her topluma, her ilim nevi insanına hitap ettiği mucizesini ve Allah Kelamı olarak derin mânâlarının bulunduğu” hakikatini görmezden gelmektir.

Kur’an’ın mu’cize olduğu apaçıktır.

Allah’ın kelamı olduğu apaçıktır.

Kur’an’ı dinleyen, bunun başka kelamlara benzemediğini ifade etmesi, apaçık Allah kelamı olduğunu bildirir.

Bediüzzaman’ın keşfi ve göstermesiyle, Kur’an’da geçen “Allah” ve Esma-i Hüsna’nın alt alta gelmesi mucizesi de gözlü tabakaya da “Kur’an apaçık Allah’ın kelamıdır!” dedirtmesi açısından apaçıktır. 

“Apaçıktır, herkes anlar, biz de anlarız, başka âlim, mütefekkir ve tefsircilere ihtiyaç yoktur” iddiasında olanlar, şu suallerin cevaplarını vermeleri gerekir: 

1-Hiç bir kimse; ayetleri açıklayan ahlak, fıkıh, tasavvuf vs. kitaplarına müracaat etmeksizin Kur’an-ı direkt açıp okuyarak anlayabilir mi? 

2-“Mânâsı da apaçıktır, herkes anlar!” diye anlıyorsanız, başkaları da Kur’an’ı anlar, apaçıktır, sizin kendinizi yırtarcasına anlatmanıza ve kabul ettirmenize gerek yoktur.

3-Kur’an’ın indirilişinden sonra yüz binlerce tefsir yapılmasının ve yüzlerce meal, yani kısa veya mota mot tercüme edilmesinin sebebi nedir?

4-Kur’an anlaşılır iddiasında bulunanlar-içlerinde mealciler de var-meali yapmak için niçin tefsirlere ve başka meallere de müracaat ediyorlar?

5-Arapça’da 62 bin kelime var, Türkçe’de karşılıkları yoktur. Karşılığı olmayan kelimeleri kullanan Kur’an’ı Türkçe’ye nasıl tercüme edeceksiniz, nasıl çevireceksiniz? Mânâ kayıplarını nasıl telafi edeceksiniz?

Elbette tefsir ile, şerh ile, geniş açıklamalar ile... 

Dipnotlar: 1-Nahl Suresi, 16/89 

Okunma Sayısı: 24106

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Son Yazıları

Bugünkü Yazılar