Şafi mezhebine göre kurban eti nasıl dağıtılır

Bu sene Kurban Bayramı gelmeden, henüz kurbanlıklar alınırken Lokmacığınız sizler için kurban eti nasıl dağıtılır? Sorusunun cevabını araştırdı ve kurban etini en doğru şekilde dağıtabilmeniz için gerekli tüm cevapları bu yazıda topladı...

Kurban eti nasıl dağıtılır?

Kurban eti nasıl dağıtılır? Sorusunu dini kaynaklara göre en doğru şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu şöyle cevaplıyor: 'Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir. (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10). Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, IV, 185). Ancak, durumu iyi olan müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur. Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir. (Bkz. Nevevî, el-Mecmû‘, VIII, 413).'

Bu durumu kısaca özetleyecek olursak da kurban eti dağıtımında dikkate alınması gereken en önemli nokta ise kurban etinin en az üçte birinin ihtiyaç sahiplerine dağıtılması. Geri kalan eti ise sırasıyla önce konu komşu, akrabalara daha sonra ise kalan etin ev halkına ayrılmasında fayda var. Lakin kurban kesen kişinin durumu yeterince iyi değilse veya hane içerisinde nüfus fazla ise kurban etinin tamamının hane içerisinde tüketilmesi de dini kaynaklara göre caiz. Dinimizin en doğru ve ilk kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'e göre ise Hac Suresi'nin 28.ayetinde kurban eti nasıl dağıtılır? Sorusunun yanıtı şöyle: Liyeşhedû menâfi’a lehum veyeżkurû-sma(A)llâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin ‘alâ mâ razekahum min behîmeti-l-en’âm(i)(s) fekulû minhâ veat’imû-lbâ-ise-lfakîr(a).

Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10). Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, IV, 185). Ancak, durumu iyi olan müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur.
Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir (Bkz. Nevevî, el-Mecmû‘, VIII, 413).

Ahmet Şahin’in hazırladığı bu eserde; kurbanın hükmü, fazileti, Şafiî mezhebine göre kurbanlık hayvanların kesimi, akîka ve adak kurbanları anlatılıyor.

Kurban kesme ibadeti müminlerin şiarından, alamet ve göstergelerinden sayılmıştır. Bu ibadet bolca et yemek değil, ihtiyacı olanlara bolca et ikram etmektir. Kurban, Allah’ın (c.c) emirlerine ve rızasına teslim olmanın göstergesidir. Kurban diğerkâmlıktır. Başkalarını düşünme, onların sıkıntılarını anlama ve onları kendi nefsine tercih etmedir.

Ahmet Şahin, kitabı hazırlarken Şafiî mezhebini esas alırken, çok önemli bir mesele olan hayvan boğazlama kısmında Hanefî mezhebinin görüşlerini de belirtiyor. Böylece ülkemizde yaygın olan bu iki mezhebin arasındaki farkın anlaşılmasına katkıda bulunuyor.

Kurban; Kurban bayramı günlerinde, Allahü tealanın rızasını kazanmak niyetiyle kesilen hayvandır. Kurban kesmek, sünnet-i müekkededir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Adem oğlu, Nahr günü, kan akıtmaktan, Allahü tealaya daha sevimli bir amel işlememiştir. Şüphe yok ki kurban edilen hayvan kıyamet günü; boynuzları, kılları ve ayakları ile gelir. Onun kanı daha yere düşmeden, Allah onu kabul eder. Binaenaleyh onun için gönlünüzü hoş tutun.”
“Ben, kurban kesmekle emrolundum. Sizin için de sünnettir.”
“Kurbanlarınızı tazim edin! Çünkü onlar, Sırat üzerinde bineklerinizdir.”
Bir kimse; kurban bayramında kurban kesmeyi adarsa, artık onun kurban kesmesi farz olur, kesmezse günahkar olur.

Kesen kimse; farz olan kurbanın etini yiyemez, bakmakla mükellef olduğu kimselere ve zenginlere yediremez.

Derisi dahil tamamını fakirlere vermesi gerekir. Ne farz ne de sünnet olan kurbanın hiçbir şeyi satılmaz. Fakir kimse, kendisine verilen kurban etini satabilir, fakat zengin satamaz.

Kurbanlık hayvanın şartları
Kurban edilecek hayvanda, aranan şartlar şunlardır:

1- Kurban olacak hayvanın; koyun, keçi, sığır, manda ve deve cinsinden olması lazımdır. Başka cins hayvandan kurban olmaz.
Koyunun kurban olabilmesi için; en az bir yaşını bitirip ikiye girmiş olması gerekir.
Keçi, sığır ve mandanın, en az iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş olması gerekir.
Devenin ise, en az beş yaşını bitirip altıya girmiş olması gerekir.
Koyun ve keçi, ancak bir kişi için kesilebilir. Deve, sığır ve manda ise, yedi kişi için de kesilebilir.

2- Hayvanın; kurban olmasına mani bir kusurunun bulunmaması. Kör, topal, çok zayıf, hasta; kulağı, kuyruğu, memesi veya dili kesik; dişlerinin tamamı veya çoğu dökülmüş olan hayvandan kurban olmaz.

3- Kurbanın; zamanında kesilmesi gerekir. Kurban kesmenin ilk vakti; kurban bayramının birinci günü, güneş doğduktan sonra, iki rekât bayram namazı kılacak ve bayramın iki hutbesini okuyacak kadar zaman geçdikten sonra başlar ve bayramın dördüncü günü, güneşin batışına kadar devam eder. Gece vakti, kurban kesmek mekruhtur.

4-
Niyet etmek. Niyet; kurban kesileceği zaman getirilebildiği gibi, daha önce de getirilebilir. Kurbanı keserken:
“Allahümma haza minke ve ileyke fetekabbel minni kema tekabbelte min seyyidina Muhammedin nebiyyike ve İbrahime halilike” demek sünnettir.
Kurban etini veya derisini satmak caiz değildir. Kesen kimse, adak olmayan kurbanın etinden yiyebilir, ailesine ve hatta zenginlere de verebilir. Sadece bir parçasını çiğ olarak, fakirlere vermek şarttır.

Akika kesmek sünnettir
Bebeği olan kimsenin, akika kesmesi sünnet-i müekkededir. Akikayı, doğumun yedinci günü kesmek sünnettir. Çocuğun doğduğu gün, bu yedi güne dahildir.Çocuk ergenlik çağına varıncaya kadar akikası, onun nafakasını vermekle mükellef olan kimse tarafından kesilir. Bu süre içinde kesilmediği takdirde, ergenlik çağından sonra, kendisi kesebilir.Erkek çocuk için iki, kız için bir hayvan kesilir. Güneş doğarken kesmek müstehabdır.

Akikayı keserken şöyle denir:
“Bismillahi vallahü ekber Allahümme haza minke ve ileyke Allahümme hazihi akikatü fülan.”
Meali:
(Allah’ın ismiyle, Allah en büyüktür. Allah’ım! Bu, sendendir ve sanadır [senin rızan için kesiliyor.] Allah’ım! Bu, falancanın akikasıdır.)

Akika kesilince kemikler kırılmadan, eti sıyrılır ve pişirilip dağıtılır. Eti fakirlere göndermek, onları eti yemeğe davet etmekten efdaldir. Sadece sağ ayağı, uyluk’un köküne kadar çiğ olarak ebeye verilir.

Kurban olacak hayvanda aranan şartlar, akika olacak hayvanda da aranır. Ancak akika her zaman kesilebilir. Kurban ise, sadece kurban bayramında kesilir.

Doğumun yedinci günü akika kesildikten sonra, bebeğin saçının tıraş edilmesi, kesilen saçın ağırlığınca altın, bu mümkün değilse gümüş sadaka verilmesi sünnettir. Sonra çocuğa güzel bir isim verilir.

Bebek ilk doğduğu zaman; sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet okumak ve ağzına hurma sürmek sünnettir. Hurma yoksa, başka bir tatlı sürülür. Doğumdan sonra babayı tebrik etmek de sünnettir.

Şafi mezhebine göre kurban kesimi nasıl yapılır?

Şafii mezhebine göre kurban kesmek vacip değil, müekked sünnettir. Ancak şafii mezhebine göre bir kimse kurban bayramında kurban kesmeyi adamışsa kurban kesmesi farz olur. Kurban bağışınız ihtiyaç duyulan yerlerde, belirli bir program dâhilinde vekâleten kesimleri yapılmaktadır.

Şafilerde kurbanın eti yenir mi?

Kesen kimse; farz olan kurbanın etini yiyemez, bakmakla mükellef olduğu kimselere ve zenginlere yediremez. Derisi dahil tamamını fakirlere vermesi gerekir. Ne farz ne de sünnet olan kurbanın hiçbir şeyi satılmaz.