Sual: Esma-i hüsna ne demektir? Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirilen 99 ismi şunlardır: Bu ism-i şerif, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz. Bu isim, Allah'tan başkasına mecazen de verilemez. Diğer isimlerinden bazılarının, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesi caizdir. 2- Er-Rahmân: Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden. 3- Er-Rahîm:Ahirette, sadece müminlere acıyan, merhamet eden. 4- El-Melik:Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan. 5- El-Kuddûs:Her noksanlıktan uzak ve her türlü takdîse lâyık olan. 6- Es-Selâm:Her türlü tehlikelerden selamete çıkaran. Cennetteki bahtiyar kullarına selâm eden. 7- El-Mü’min:Güven veren, emin kılan, koruyan, iman nurunu veren. 8- El-Müheymin:Her şeyi görüp gözeten, her varlığın yaptıklarından haberdar olan. 9- El-Azîz:İzzet sahibi, her şeye galip olan, karşı gelinemeyen. 10- El-Cebbâr:Azamet ve kudret sahibi. Dilediğini yapan ve yaptıran. Hükmüne karşı gelinemeyen. 11- El-Mütekebbir:Büyüklükte eşi, benzeri yok. 12- El-Hâlık:Yaratan, yoktan var eden. Varlıkların geçireceği halleri takdir eden. 13- El-Bâri:Her şeyi kusursuz ve mütenasip yaratan. 14- El-Musavvir:Varlıklara şekil veren ve onları birbirinden farklı özellikte yaratan. 15- El-Gaffâr:Günahları örten ve çok mağfiret eden. Dilediğini günah işlemekten koruyan. 16- El-Kahhâr:Her istediğini yapacak güçte olan, galip ve hâkim. 17- El-Vehhâb: Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan eden. 18- Er-Razzâk:Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan. 19- El-Fettâh:Her türlü sıkıntıları gideren. 20- El-Alîm: Gizli açık, geçmiş, gelecek, her şeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile en mükemmel bilen. 21- El-Kâbıd:Dilediğinin rızkını daraltan, ruhları alan. 22- El-Bâsıt:Dilediğinin rızkını genişleten, ruhları veren. 23- El-Hâfıd:Kâfir ve facirleri alçaltan. 24- Er-Râfi:Şeref verip yükselten. 25- El-Mu’ız:Dilediğini aziz eden. 26- El-Müzil:Dilediğini zillete düşüren, hor ve hakir eden. 27- Es-Semi: Her şeyi en iyi işiten, duaları kabul eden. 28- El-Basîr: Gizli açık, her şeyi en iyi gören. 29- El-Hakem: Mutlak hakim, hakkı bâtıldan ayıran. Hikmet sahibi. 30- El-Adl:Mutlak adil, yerli yerinde yapan. 31- El-Latîf:Her şeye vakıf, lütuf ve ihsan sahibi olan. 32- El-Habîr:Her şeyden haberdar. Her şeyin gizli taraflarından haberi olan. 33- El-Halîm: Cezada, acele etmeyen, yumuşak davranan, hilm sahibi. 34- El-Azîm:Büyüklükte benzeri yok. Pek yüce. 35- El-Gafûr:Affı, mağfireti bol. 36- Eş-Şekûr: Az amele, çok sevap veren. 37- El-Aliyy: Yüceler yücesi, çok yüce. 38- El-Kebîr:Büyüklükte benzeri yok, pek büyük. 39- El-Hafîz:Her şeyi koruyucu olan. 40- El-Mukît: Rızıkları yaratan. 41- El-Hasîb: Kulların hesabını en iyi gören. 42- El-Celîl:Celal ve azamet sahibi olan. 43- El-Kerîm:Keremi, lütuf ve ihsânı bol, karşılıksız veren, çok ikram eden. 44- Er-Rakîb:Her varlığı, her işi her an gözeten. Bütün işleri murakabesi altında bulunduran. 45- El-Mucîb: Duaları, istekleri kabul eden. 46- El-Vâsi:Rahmet ve kudret sahibi, ilmi ile her şeyi ihata eden. 47- El-Hakîm:Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan. 48- El-Vedûd:İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden. Sevgiye layık olan. 49- El-Mecîd:Nimeti, ihsanı sonsuz, şerefi çok üstün, her türlü övgüye layık bulunan. 50- El-Bâis:Mahşerde ölüleri dirilten, Peygamber gönderen. 51- Eş-Şehîd:Zamansız, mekansız hiçbir yerde olmayarak her zaman her yerde hazır ve nazır olan. 52- El-Hak:Varlığı hiç değişmeden duran. Var olan, hakkı ortaya çıkaran. 53- El-Vekîl:Kulların işlerini bitiren. Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran. 54- El-Kaviyy:Kudreti en üstün ve hiç azalmaz. 55- El-Metîn:Kuvvet ve kudret menbaı, pek güçlü. 56- El-Veliyy:Müslümanların dostu, onları sevip yardım eden. 57- El-Hamîd:Her türlü hamd ve senaya layık olan. 58- El-Muhsî: Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen. 59- El-Mübdi: Maddesiz, örneksiz yaratan. 60- El-Muîd:Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan. 61- El-Muhyî:İhya eden, yarattıklarına can veren. 62- El-Mümît:Her canlıya ölümü tattıran. 63- El-Hayy:Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olan. 64- El-Kayyûm:Mahlukları varlıkta durduran, zatı ile kaim olan. 65- El-Vâcid: Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, hiçbir şeye muhtaç olmayan. 66- El-Mâcid: Kadri ve şânı büyük, keremi, ihsanı bol olan. 67- El-Vâhid:Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan. 68- Es-Samed:Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu merci. 69- El-Kâdir:Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan. 70- El-Muktedir:Dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi. 71- El-Mukaddim:Dilediğini yükselten, öne geçiren, öne alan. 72- El-Muahhir:Dilediğini alçaltan, sona, geriye bırakan. 73- El-Evvel:Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan. 74- El-Âhir:Ebedi olan, varlığının sonu olmayan. 75- Ez-Zâhir: Yarattıkları ile varlığı açık, aşikâr olan, kesin delillerle bilinen. 76- El-Bâtın:Aklın tasavvurundan gizli olan. 77- El-Vâlî:Bütün kâinatı idare eden, onların işlerini yoluna koyan. 78- El-Müteâlî:Son derece yüce olan. 79- El-Berr:İyilik ve ihsanı bol olan. 80- Et-Tevvâb:Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan. 81- El-Müntekım:Asilerin, zalimlerin cezasını veren. 82- El-Afüvv:Affı çok olan, günahları mağfiret eden. 83- Er-Raûf: Çok merhametli, pek şefkatli. 84- Mâlik-ül Mülk:Mülkün, her varlığın sahibi. 85- Zül-Celâli vel İkrâm: Celal, azamet, şeref, kemal ve ikram sahibi. 86- El-Muksit:Mazlumların hakkını alan, adaletle hükmeden,her işi birbirine uygun yapan. 87- El-Câmi:İki zıttı bir arada bulunduran. Kıyamette her mahlûkatı bir araya toplayan. 88- El-Ganiyy:İhtiyaçsız, muhtaç olmayan, her şey Ona muhtaç olan. 89- El-Mugnî: Müstağni kılan. İhtiyaç gideren, zengin eden. 90- El-Mâni:Dilemediği şeye mani olan, engelleyen. 91- Ed-Dârr:Elem, zarar verenleri yaratan. 92- En-Nâfi:Fayda veren şeyleri yaratan. 93- En-Nûr: Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren. 94- El-Hâdî:Hidayet veren. 95- El-Bedî:Misalsiz, örneksiz harikalar yaratan. (Eşi ve benzeri olmayan). 96- El-Bâkî: Varlığının sonu olmayan, ebedi olan. 97- El-Vâris:Her şeyin asıl sahibi olan. 98- Er-Reşîd:İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren. 99- Es-Sabûr:Ceza vermede, acele etmeyen. Başka isimler söylemek Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, Allah’ın isimlerinin tevkifi olduğu, yani dinin bildirdiği isimleri söylemek gerektiği, Esma-i hüsnâdan başka isim söylenemeyeceği açıklanmaktadır. Şerh-i mevakıfta da, (Allahü teâlâya yakışan mana ile 99 isminden başka isim söylemek, âlimlerin çoğuna göre caiz değildir) buyuruluyor. Yani az da olsa, Allahü teâlâya yakışan başka isimlerle çağırmanın da caiz olduğunu söyleyen âlimler var demektir. Esma-i hüsnâdan olmadığı halde, Mevla, Rab, Nasır, Galip, Ekrem,Allahü teâlânın ismi olarak Kur'an-ı kerimde kullanılmıştır. Hadis-i şeriflerde ise, Hannan, Mennan, Cemil gibi isimler kullanılmıştır. (Feraid) Tasavvuf şairi Kuddusi efendi diyor ki: Ey rahmeti bol Padişah, Yunus Emre de, Çalap ve daha başka isimleri ilah manasında, ibadet dışında kullanmıştır. Bir çok menkıbede, hükümdar, sultan kelimeleri ibadet dışında kullanılmıştır. Âlimlerin kullandıkları isimlerden başka isimleri kullanmamalıdır. Esma-i hüsna’yı ezberlemek Din kitaplarında bu husus açıklanmıştır. Herkese Lazım Olan İman kitabında deniyor ki: Allahü teâlânın isimleri sonsuzdur. Bin bir ismi var diye meşhurdur. Yani, isimlerinden bin bir tanesini insanlara bildirmiştir. Bunlardan 99’una Esma-ül hüsna denir. Demek ki Allah’ın bin bir ismi vardır. Ama bunlardan 99’una Esma-i hüsna deniyor. Kadı zade Ahmed efendi de, Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, (Allahü teâlânın 99 ismine Esma-i hüsna denir) diyor. Arkadaşın dediği gibi, Allah’ın isimlerinden 99 unu değil, Peygamber efendimizin bildirdiği 99 ismi ihsâ etmek gerekiyor. Yoksa Allahü teâlânın ismi çoktur. Bunlardan rastgele 99’unu değil, bildirilen 99 ismi ihsâ etmek gerekir. Burada ihsâ etmek, bu 99 ismi manaları ile birlikte ezberleyip amel etmek demektir. Böyle yapan kimse elbette Cennete girer, sonsuz saadete ulaşır. Birkaç örnek verelim: Bunlar gibiEsma-i hüsnadaki isimler okunurken, manalarını düşünmeli ve bunlarla amel etmeli. Arkadaşınızın, hadis-i şerif okuyup yanlış anlaması da gösteriyor ki, tefsirden, meal ve hadisten din öğrenilmez. Dinimi öğreneyim derken, yanlış anlayıp, dinsiz olup çıkabilir. Bu yüzden doğru yazılmış ilmihal kitaplarından dinimizi öğrenmeye çalışmalıyız. Ehl-i sünnet âlimlerinin kıymetli eserlerinden tercüme edilerek derlenmiş olan, nakli esas alan, en kıymetli ilmihal kitabı Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye son sözünde diyor ki: “Evliya olan Ehl-i sünnet âlimleri, kalb, ruh mütehassısları olup, herkesin bünyesine ve hastalığına ve zamanının zulmetine ve fesadına uygun ruh ilaçlarını, hadis-i şeriflerden seçerek söylemişler ve yazmışlardır. Resulullah, dünya eczanesine yüz binlerce ilaç hazırlayan baş tabip olup, Evliya olan Ehl-i sünnet âlimleri de, bu hazır ilaçları, hastaların dertlerine göre dağıtan, emrindeki yardımcı tabipler gibidir. Hastalığımızı bilemediğimiz, ilaçları tanımadığımız için, yüz binlerce hadis içinden, kendimize ilaç aramaya kalkarsak, (Allergie) aksi tesir hasıl olarak, cahilliğimizin cezasını çeker, fayda yerine zarar görürüz. İşte bunun için, hadis-i şerifte, (Kur'an-ı kerimi kendi anladığına göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. Mezhepsizler, bu inceliği anlayamadıkları için, (Herkes Kur’an ve hadis okumalı, dinini bunlardan kendi anlamalı, mezhep kitaplarını okumamalı) diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarının okunmasını yasak ediyorlar. Bütün Müslümanları felakete sürüklüyorlar.” Hakkıyla bilen Basîr de gören demektir. Neyi gören? Gizli açık her şeyi gören demektir. Nasıl görendir? Her şeyin dışını ve içini bir uzuv olmadan müşahede edendir. Tam gören ifadesi biraz yavan kalmaktadır. Gizli açık her şeyi en iyi gören demek daha uygun olur. El Hak ismi El Berr ismi Tur suresinin 28. âyetinde ise, el-berr-ür-rahim olarak geçmektedir. Bu esma-i hüsnadan olan berr'dir. Bu berr olarak yazılır. Berr, ayrıca kara parçası anlamına da gelir. Maide suresinin 96. âyetinde, sayd-ül bahri = deniz avı, sayd-ül berri = Kara avı ifadesi geçer. Şu surelerde de kara parçası olarak geçmektedir: 6/59; 6/63; 6/97;10/22; 17/67; 7/68; 17/70; 27/63; 29/65-66; 30/41; 31/32 Burr, buğday demektir. Bir hadis-i şerifte, (Buğdayı buğdaya satarken biri fazla olursa faiz olur) buyuruluyor. Vel burru bil burri ifadesi geçiyor. (Tirmizi) Şu halde birr, iyilik demektir. Berr, Esma-i hüsnadandır, ayrıca kara parçası anlamına da geliyor. Vahid ve Ehad Ehad de Onun zat ismidir. Bir âyet meali şöyledir: Burada zatı bakımdan bir demektir. Allah ismine saygı Allahü teâlâ razı olsun Kısaltmalar (c.c.), (s.a.v) (r.a) gibi kısaltma yapmak
uygun değildir. Mirât-i kâinât kitabında diyor ki: Hafife almak tehlikelidir CEVAP Allahü teâlânın ismini doğru yazalım, C.C. yazmayalım demeyi sivrisinek vızıltısı olarak görmek çok tehlikelidir, insanın imanını tehlikeye atabilir. Dinde bir şeyi hafife, basite almak tehlikelidir. Din kitapları C.C. yazılmamalı diyor. Ama günümüzdeki kimseler yazıyor. Her tarafta kullanılması ölçü değildir. Ölçü din âlimlerinin bildirdikleridir. Sinek vızıltısı olsaydı, din âlimleri bunu kitaplarına yazmazdı. Bir söz ile insan küfre düşer, bir söz ile imana gelir. Bir söz ile hanım boş olur, bir söz ile elin kızı elin erkeğine hanım olur. Küçük harfle yazmak Yalnız Allah demek Hazret-i Yezdan Eski İran’ın en büyük dini olan ateşe tapınmayı kuran Zerdüşt, putların arasından Yezdan ve Ehremen isminde iki uknum tayin etti. Yezdan iyilik tanrısı, Ehremen ise, kötülük tanrısı veya Yezdan’ın nur, aydınlık; Ehremen’in de zulmet, karanlık olması gibi, misli görülmemiş bâtıl bir itikad [inanç] ortaya koydu. (Cevap Veremedi kitabı) Yezdan; ilah, mevlâ demektir. Onlar bu güzel ismi taptıkları şeye koymuşlar. Bundan dolayı Yezdan isminin kötü olması gerekmez. Putlarına Mevlâ ismini de koyabilirlerdi. Bu durumda Mevlâ isminin de kötü olması gerekmezdi. Kâinat, bir sanat eseridir Her sanat eserinin, bir sahibi olur. Allahü teâlâ da, bütün kâinatın sahibidir. Onun yaratması, bir sanatçının bir şey yapması, bir eser ortaya çıkarması gibi değildir. Bir sanatçının yaptığı eseri de yaratan, yine Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, bir şeyi yaratmak istediği zaman, ona sadece (Ol) der, o şey hemen var olur. Allahü teâlâ için sanatçı demek ise, caiz olmaz. İmam-ı Rabbani hazretleri de, buyuruyor ki: Allah’a "sanatkâr" demek uygun mu?
Âlim ve Alîm isimleri Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî
hazretleri de buyuruyor ki: Allahü teâlâya saygı Din kitaplarında deniyor ki: Biz, (Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir) diye izin verdik, ama orijinaline de sadık kalınmalı dedik. İlave ve çıkarma yapılınca sadık kalınmamış olur. Emanete hıyanet edilmiş olur. Kul hakkı geçer. Bir başka husus da, (c.c.), (s.a.v.), (s.a.s.), (r.a.) gibi kısaltma yapmak uygun değildir. Mirât-i kâinât kitabında, (Cahiller ve tembeller, saygı sözlerini kısaltıp birkaç harf yazıyorlar. Bu doğru değildir. Çok sakınmalıdır) deniyor. Saygı sözlerini kısaltanlara itibar etmemelidir. Sual: Allahü teâlânın
isimlerinin adedi belli midir, bilinen 99 isminden başka isimleri de var mıdır? Allah'ın 99 ismi ve ne için okunur?Allah'ın 99 ismi, duaların kabul edilmesi ve Allah'ın rızasını kazanmak için okunması tavsiye edilir. Allah'ın 99 ismi ve anlamını bilerek iman ederek okumak, en faziletli ibadetlerden biri olarak kabul edilir. İşte Allah'ın 99 ismi sırasıyla...
Allah ımızın 99 ismi ne?Arapça kökenli olan Esma'ül Hüsna anlam olarak en güzel isimler demektir. Her şeyin yaratıcısı olan Allah'ın 99 tane her biri birbirinden güzel olan ismi bulunur. Bu isimlere genel olarak Esma'ül Hüsna denilir.
24 Esma nedir?24- Er-Râfi: Şeref verip yükselten. 25- El-Mu'ız: Dilediğini aziz eden. 26- El-Müzil: Dilediğini zillete düşüren, hor ve hakir eden. 27- Es-Semi: Her şeyi en iyi işiten, duaları kabul eden.
33 Esma hangisi?Allah'ın güzel isimlerinden otuz üçüncüsü el-Halim'dir. "Cezada acele etmeyen, yumuşak davranan" manasına gelir.
|